13 Ocak 2023 Cuma

HÜCRE 2 ( SİTOPLAZMA VE ORGANELLER)


SİTOPLAZMA VE ORGANELLER







SİTOPLAZMA
  • Hücre içinin çekirdek dışında kalan kısmına sitoplazma denir. 
  • Tüm hücrelerde bulunur.
  • Sitoplazma, organeller ve bunların içinde yer aldığı koyu kıvamlı yarı akışkan (kolloidal) sıvı kısım (sitozol) dan oluşur.
  • Bu sıvı kısmın içeriğini enzimler, RNA, organik bileşiklerin yapı taşları (amino asitler, nükleotitler gibi) yıkım tepkimeleri sonucu oluşan atık ürünler, koenzimler, iyonlar ve büyük oranda su (%70-90) oluşturur.
  • Sitoplazma solunum, fotosentez, beslenme, sindirim, boşaltım gibi bütün yaşamsal olayların geçtiği yerdir. Ökaryot bir hücrenin sitoplazmasında DNA bulunmaz.

ORGANELLER
Zar tipine göre organeller üç grupta incelenebilir.


Zarsız organeller

Tek katlı zarlı organeller

Çift katlı zarlı organeller

Sentrozom

Ribozom

Endoplazmik retikulum (ER)

Lizozom

Golgi

Koful

Peroksizom

Mitokondri

Plastitler

   a. Kloroplast

   b. Kromoplast,

   c. Lökoplast)

Çekirdek















 




RİBOZOM
  • Ökaryot ve prokaryot tüm hücrelerde ortak olarak bulunan zarsız organeldir. (Olgun alyuvar hücrelerinde bulunmaz)
  • Büyük ve küçük olmak üzere iki alt birimden oluşur. Normalde bu iki alt birim birbirinden ayrıdır. Protein sentezleneceği zaman bir araya gelirler.
  • rRNA ve proteinden oluşur. Nükleoprotein özelik gösterir.
  • Ribozomun alt birimlerinin sentezi çekirdekçikte olur.
  • Ribozomlar; ER ve çekirdek zarı üzerinde, sitoplazmanın sıvı kısmında, kloroplast ve mitokondri içerisinde bulunur.

 





BİLGİ:
Ribozomların görevi, amino asitlerden protein sentezi yapmaktır. Ribozomlar amino asit sentezi yapmaz.

  • Hücre aynı proteinden çok sayıda sentezlemek istediğinde çok sayıda ribozom bir araya gelerek polizom oluşturur. Bu sayede kısa sürede aynı proteinden çok sayıda üretilebilir.



  • Ribozomlarda gerçekleşen protein sentezi tepkimesi;  
n(amino asit) → Polipeptit (protein) + (n-1) Su 

Ribozom etkinliği artmış bir hücrede;
Amino asit miktarı azalır.
Peptit bağı sayısı artar.
Su miktarı artar.
Turgor basıncı artar, osmotik basınç azalır. 
Dipeptit, tripeptit, … protein miktarı artar. 
Hücre pH'sı artar. (Asitlik azalır)
ATP miktarı azalır.
























ENDOPLAZMİK RETİKULUM (ER)

  • Ökaryot hücrelerde hücre zarı ile çekirdek zarı arasında uzanan, kanalcık ve borucuklar sistemidir.
  • Hücre zarın ve çekirdek dış zarından oluşur.
  • Genel olarak, depolama, paketleme ve hücre hiçi madde iletiminde, mekanik etkilere karşı korumada, hücreye desteklik sağlamada etkilidir.
  • Ayrı ayrı odacıklar oluşturarak asit ve baz tepkimelerinin birbirini etkilemeden oluşmasını sağlar.
  • Endoplazmik retikulum (ER) üzerinde ribozom taşıyıp taşımamasına göre granüllü ve granülsüz ( düz) ER olmak üzere iki grupta incelenir.
Granüllü endoplazmik retikulum ve proteinlerin işlenmesi:
  • Üzerlerinde ribozom bulunan ER dir. Proteinlerin taşınmasını sağlar ve depolar.
  • Bazı proteinler ER de çeşitli işlemlerle yapısal değişikliğe uğratılarak işlenir. 
  • İşlenen bu proteinler golgiye taşınır.
Granülsüz (düz) endoplazmik retikulum ve lipid sentezi:
  • Üzerinde ribozom bulunmayan ER’dir.
  • Granülsüz ER; lipid (yağ), karbonhidrat, fosfolipit, steroit (eşey hormonları gibi) sentezi yapar. Ayrıca granülsüz ER özellikle kas hücrelerinde kalsiyum depolar.
  • İnsan karaciğer hücrelerinde ilaçların ve zehirli maddelerin etkisiz hâle getirilmesinde rol oynar. ER’den oluşan organeller, golgi, lizozom ve kofuldur.











GOLGİ CİSİMCİĞİ
  • Tek zarla çevrili üst üste dizilmiş yassı keseciklerden oluşur.
  • Granülsüz ER’den meydana gelmiştir.
  • Hücrede salgılama ve zar fabrikası gibi görev yapar.
  • ER’den gelen protein, lipit, karbonhidrat gibi temel bileşenleri işleyip farklılaştırarak; hücre zarının bileşenleri olan glikolipit, glikoprotein, lipoprotein sentezler.
  • Enzim, hormon gibi düzenleyicileri de sentezler.

Örneğin: Glikoprotein sentezi sırasında sırası ile;
1.Ribozom, protein sentezler.
2.ER, bunları golgiye taşır.
3.Golgi cisimciği, glikoz ile proteinleri birleştirerek glikoprotein sentezi tamamlanır.



  • Lizozom ve koful gibi organellerin oluşumunu sağlar. 
  • Bitkilerde hücre duvarını oluşturan selüloz, hücre zarında bulunan selüloz sentez kompleks proteinleri tarafından üretilir. Golgi aracılığı ile düzenlenir.
  • Sperm ve alyuvar hücrelerinde golgi bulunmaz









LİZOZOM
  • Bitkiler hariç ökaryot hücrelerin çoğunda bulunur.
  • Basit (ilkel) yapılı bitkilerde fitolizozom denilen lizozom benzeri yapılar vardır.
  • Alyuvar hücreleri dışında bütün hayvan hücrelerinde bulunur.
  • Sindirim (hidroliz) enzimlerini içeren, tek zarla çevrili organeldir.
  • Hücre içi sindiriminde görevlidir.
  • Lizozomlar en çok karaciğer hücrelerinde ve akyuvarlarda bulunur.
  • Lizozom, hücre içinde yaşlanmış, yıpranmış ya da işlevini yitirmiş organelleri, hücredeki polimerleri sindirir.
  • Organizmada ölüm ve bazı hastalık durumlarında hücre içi kontrol mekanizması bozulduğunda zar yapısı bozulur ve lizozom enzimleri serbest kalırsa hücre kendi kendini sindirerek ortadan kalkar. Bu olaya otoliz denir. Otoliz, hücrenin ölümüne sebep olur.
  • Kurbağa larvasının kuyruğunun yok olmasında, hareketsiz kalan kasların erimesi, yaşlı dokuların, alyuvarların ve mikropların yok edilmesinde, embriyonik gelişim sırasında parmak aralarındaki perdelerin yok olmasında lizozom enzimleri etkilidir.
  • Besinler, besin kofuluna alındıktan sonra lizozom keseleri bu kofullarla birleşir ve difüzyonla hücre zarından geçebilecek kadar küçük moleküllere parçalanır. Geride kalan atık maddeler yüksek organizasyonlu canlılarda birikir ve bir zaman sonra hücre yaşlanmasıyla birlikte lipofuksin pigmentinin oluşumu görülür. Biriken bu madde yaşlı bireylerin ellerinde, omuzlarında ya da yüzünde kahverengi lekeler oluşturur.

BİLGİ:
Lizozom hücre içi sindirimini sağlar. Hücre dışı sindirime katılmaz. Lizozom, içinde bulunan sindirim enzimlerini kendisi değil, ribozom üretir.


















KOFUL
  • Kofullar tek katlı zarla çevrili içi sıvı dolu keselerdir.
  • Koful öz suyu denilen bu sıvı içerisinde şeker, protein, organik asitler, mineraller, alkoloid maddeler, antosiyanin pigmentleri bulunur.
  • Bitki hücrelerinde büyük ve sayısı az, hayvan hücrelerinde ise küçük sayıca fazladır.

BİLGİ:
Olgun bitki hücrelerinde genellikle büyük bir merkezi koful bulunur. Merkezi koful hayvan hücrelerinde bulunmaz.

 



  • Kofullar hücrelerde; ER, golgi ve hücre zarından, çekirdek zarından oluşabilir.
  • Kofulların görevleri
  • Kofullar hücrede madde alışverişinde, beslenme, sindirimde ve boşaltımda görevlidir.
  • Şeker ve aminoasitlerin geçici depo yeridir.
  • İçindeki antosiyan gibi pigmentler çiçeklere renk vererek tozlaşmaya yardımcı olur.
  • Meyvelere renk vererek tohumun yayılmasında etkili olur.
  • Bazı zehirli atıkları tuzlarla birleştirerek kristal şeklinde depolayıp zararsız hale getirir.
  • Besin kofulu, Sindirim kofulu, Boşaltım kofulu, Salgı kofulu ve Kontraktil koful gibi çeşitleri vardır.







BİLGİ:
  • Tatlı sularda yaşayan bir hücrelilerde (paramesyum, amip, öglena gibi) kontraktil koful bulunmasına rağmen tuzlu sularda yaşayanlarda bulunmaz.
  • Kontraktil koful, hücre içine giren fazla suyun aktif bir şekilde ATP harcanarak dışarı atılmasında görevlidir.










MİTOKONDRİ
  • Prokaryot canlılar ve memeli olgun alyuvarlarının dışında oksijenli solunum yapan tüm hücrelerde bulunur.
  • Mitokondriler hücrenin enerji santralleridir. Oksijenli solunum ile ATP üretir.
  • Substrat düzeyinde fosforilasyon ve oksidatif fosforilasyon ile ATP sentezlenir.
  • Çift zarlıdır.

Dış zar düz, iç zar kıvrımlıdır. Kıvrımlı bu yapıya krista denir.
Krista üzerinde ETS enzimleri (enerji üretiminde görev alan enzimler) vardır. Kristadaki kıvrımlar mitokondrinin yüzeyini genişletir. Böylece daha fazla ATP üretilir. Kendisine ait DNA, RNA ve ribozomu vardır.

Kıvrımların arasını matriks adı verilen sıvı doldurur. DNA, RNA, ribozom ve solunum enzimleri matriks içinde bulunur









  • Enerji ihtiyacı fazla olan sinir, kas ve karaciğer gibi hücrelerde mitokondri sayısı diğer hücrelere göre daha çoktur.
  • Mitokondrilerin kendilerine özgü sınırlı bilgi taşıyan DNA’sı yüzden kendilerini eşleyebilirler.
  • Çoğalmaları, çekirdek DNA’sının kontrolünde gerçekleşir.
  • Mitokondride oksijenli solunum ile ATP üretildiğine göre, mitokondri etkinliği artan bir hücrede;
(O2’li solunum: C6H12O6 + 6 O2 → 6 CO2 + 6 H2O + ATP + Isı)

Enerji verici olarak kullanılan glikoz, yağ asidi ve gliserol gibi monomerlerin miktarı azalır. 
O2 tüketimi artar.
CO2 artar Yoğunluk azalır.
pH düşer. Asitlik artar.
Üretilen ATP artar. Isı artışı olur.
H2O miktarı artar. Osmotik basınç azalır. Turgor basıncı artar.


BİLGİ:
İnsanlar mitokondrilerini annenin yumurta hücresinden alırlar. Spermden yani babadan değil. Diğer taraftan yine insanlar sentrozomlarını babanın sperm hücresinden alırlar. Anneden değil.









 
PLASTİTLER
  • Bitki hücrelerinde, alglerde ve öglena gibi protistlerde bulunan çift katlı bir organeldir.
  • İçerdikleri renk maddeleri ve yaptıkları göreve göre üç çeşittir plastit vardır.
Kloroplast, Kromoplast Lökoplast

Üçü de çift katlı zar ile kuşatılmıştır.




1.Kloroplast:
  • Klorofil taşıdıkları için yeşil renkli plastitlerdir. Bazı protista (öglena) ve bitkilerde bulunur.
  • Bir bitkinin tüm yeşil kısımlarında (yapraklarda, genç dallarda ve olgunlaşmamış meyvelerde) bulunur. Bitkilerde fotosentez olayının gerçekleştiği organeldir.
  • Fotosentez: Bitkilerin CO2 ve H2O gibi inorganik maddelerden güneş enerjisi ve klorofil yardımı ile organik besin üretmeleridir. Bu sırada atmosfere O2 verilir.

Genel denklemi:








  • Kloroplastın en dışında seçici geçirgen yapıda çift zar bulunur. (Dış zar geçirgen iç zar seçici geçirgendir.)
  • Kloroplast , stroma, granum ve ara lamellerden oluşur.
Stroma: İçerisinde DNA, RNA, ribozom, enzim, nişasta, lipit bulunan en içteki sıvı kısımdır.
Granum: Tilakoit zar denilen üçüncü bir zar sisteminin üst üste dizilerek oluşturduğu lamelli yapıdır. Klorofil bu tilakoit zarlarda bulunur. Granumlar, ara lamellerle birbirine bağlanarak güneş ışığının daha fazla emilmesini sağlar. Bu da bitkinin daha fazla ışık alması ve daha fazla fotosentez yapabilmesi demektir.











BİLGİ:
Kloroplastların kendilerine ait DNA’sı olduğundan gerektiğinde DNA’sını eşleyerek çoğlabilir.
Kloroplastlarda fotosentezin ışığa bağımlı reaksiyonlarında fotofosforilasyon ile üretilen ATP’ler yine
fotosentezin ışıktan bağımsız reaksiyonlarında besin sentezi için harcanır. Kloroplast dışında başka bir metabolik olayda harcanmaz.

Fotosentezin gerçekleştiği kloroplast organelinin etkinliği artan bir hücrede;
CO2 miktarı azalır. Oksijen miktarı artar. pH artar. Asidik değer düşer.
H2O miktarı azalır. Turgor basıncı düşer, osmotik basınç artar. Monomer miktarı artar. Hücre yoğunluğu artar.


2.Kromoplast:
  • Bitki hücrelerine yeşil dışındaki renkleri veren plastitlerdir. Örneğin; sarı (ksantofil), turuncu (karoten), kırmızı (likopen) renkte olan plastitler kromoplastlardır.
  • Sonbaharda yaprakların dökülmeden önce sararmasının nedeni, klorofil pigmentinin yapısının bozulması ve kloroplastların kromoplastlara dönüşmesidir.

3.Lökoplastlar:
  • Renksiz plastitlerdir.
  • Lökoplastlar uzun süre ışık alırsa yeşil renkli kloroplastlara dönüşebilir. Örnek; patatesi ışıkta çillenmesi.
  • Bitkinin kök, toprak altı gövdesi ve tohum gibi depo organlarının hücrelerinde bulunur; Nişasta, yağ ve protein depo eder.
Örneğin patates yumrusunda nişasta, baklagil tohumunda protein, ayçiçeği tohumunda yağ depolayan lökoplastlar bulunmaktadır.

BİLGİ:
Üç plastit de DNA içerdiğinden ve yapısal benzerlik gösterdiğinden çevre şartlarının etkisi ile birbirine dönüşebilirler.

MİTOKONDRİ ve KLOROPLASTIN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Çift zarlıdırlar.
ATP hem sentezlenir hem de harcanır. (fosforilasyon - defosforilasyon gerçekleşir.) ETS’leri (Elektron Taşıma Sistemleri) vardır.
DNA, RNA ve ribozomları vardır. Kendilerini eşleyebilirler. Enerji dönüşümü yaparlar.
Prokaryotlarda bulunmazlar.
Protein ve enzim sentezlerler.









MİTOKONDRİ ve KLOROPLAST FARKLARI

MİTOKONDRİ

KLOROPLAST

Oksijenli solunum yapar.

Fotosentez yapar.

Gece gündüz aktiftir.

Işık olduğunda aktiftir.

Oksidatif ve substrat düzeyinde fosforilasyon ile ATP üretilir.

Fotofosforilasyon ile ATP üretilir.

Hem bitki hem de hayvan hücrelerinde bulunur.

Bitki hücrelerinde bulunur.

Solunum reaksiyonları ile ATP üretilir.

Işık enerjisi ile ATP üretilir.

İç zar kıvrımlıdır.

İç zar düz bir yapıya sahiptir.

Klorofil renk pigmentleri bulunmaz.

Klorofillidir, yeşil renk verir.

Organik maddeleri inorganik maddelere kadar parçalar.

İnorganik maddeleri organik maddelere dönüştürür.

O2 kullanır, su üretir.

COve su kullanır, O2 üretir.

Ortam pH'ını düşürür.

Ortam pH'ını arttırır.

Turgor basıncını arttırır. Osmotik basıncı düşürür.

Turgor basıncını düşürür. Osmotik basıncı arttırır.

 


PEROKSİZOM

  • Hemen hemen tüm ökoryat hücrelerde bulunan tek katlı zarla çevrili bir organeldir.
  • Endoplazmik retikulumdan tomurcuklanarak oluşur.
  • Hayvansal organizmalarda peroksizomlar, özellikle metabolik aktivitesi daha yüksek olan karaciğer, kalp, kas ve böbrek hücrelerinde daha fazla bulunur.
  • Bitkilerde ise tohumlar ve yapraklar, peroksizom organeli bakımından daha zengindir.
  • Peroksizomlar lizozomlara fiziksel olarak benzer. Ancak iki önemli farkı vardır.


Birincisi

Golgi tarafından değil, kendi kendilerini çoğaltarak (veya belki granülsüz ER den tomurcuklanarak) oluştuklarına inanılmaktadır.

İkincisi

Hidrolazlardan daha çok oksidaz enzimleri içerirler.

  • Oksijeni hem kullanan hem de oluşturabilen bir organeldir.
  • Hücrede metabolik faaliyetler sonucu oluşan H+’ iyonlarını O2 ile tepkimeye sokarak hidrojen perosit (H2O2) oluşumuna neden olur. Böylece sitoplazmanın pH' sını düzenlemiş olur.
  • Peroksizom aynı zamanda katalaz enzimi taşır. Bu enzim çok zehirli olan peroksiti su ve oksijene parçalayarak O2 oluşumuna neden olur.



  • Bazı peroksizomlar oksijen kullanarak yağ asitlerini mitokondrinin kullanabileceği daha küçük moleküllere dönüştürür. Çok uzun zincirli yağ asitlerinin beta oksidasyon yoluyla daha kısa hale gelmelerini sağlar. Bu kısa formdaki yağ asitleri mitokondriler için vazgeçilmez birer substrat haline gelirler ve hücrenin enerji ihtiyacının sağlanması için kullanılırlar.

  • Amino asitlerden amino grubunu uzaklaştırır. (deaminasyon olayı)
  • Bitki tohumlarında bulunan yağ asitlerinin glikoza dönüşmesini sağlar.
  • Karaciğerde alkolün parçalanmasını sağlar.


BİLGİ:

Peroksizomlar, mitokondri gibi oksijen kullanan organeldir. Ancak ATP sentezi yapmazlar.

Oksidatif reaksiyonları yöneten peroksizom oksidatif enzimler olan katalaz, amino asit oksidaz ve ürik asit oksidaz enzimlerini içerir. Katalaz enzimi hidrojen peroksit adındaki reaktif oksijen radikalini parçalayarak su ve oksijene çevirip hidrojen peroksitin zararlı etkisini ortadan kaldırır. Ürik oksidaz enzimi eksikliği ise ürik asit birikimine ve ardından gut hastalığına sebep olur.

 

SENTROZOM (SENTRİYOLLER)

Hayvan hücrelerinin birçoğunda, alg ve mantarlarda çekirdeğin hemen yanında bulunan zarsız bir organeldir.

Bir sentrozom, birbirine dik olarak yerleşmiş iki adet sentriyolden oluşur.

Her bir sentriyol, dokuz adet üçerli mikrotübülden meydana gelir.

Sinir hücreleri, olgun alyuvarlar, yumurta, çizgili kas hücreleri ve gelişmiş bitkilerin hücrelerinde sentrozom yoktur.

Sentrioller, hücre bölünmesi sırasında kutuplara çekilerek iğ ipliklerinin tutunmasını sağlarlar.

Kamçı, sil gibi hücre hareketini sağlayan yapıların oluşumunda rol alır.







BİLGİ:

Kanser tedavisinde uygulanan yöntemlerden biri de kemoterapidir. Kemoterapideki ilaçlar hücre bölünmesi esnasında sentriyoller arasında oluşan iğ iplikleri üstünde etkilidir. Bu ilaçlar iğ ipliklerinin oluşmasını engelleyerek kanserli hücrelerin bölünüp çoğalmasını durdurur.


HÜCRE İSKELETİ

  • Ökaryot hücrelere şeklini veren ve hücre içi organizasyonu sağlayan yapıların tümü hücre iskeleti olarak adlandırılır.
  • Hücre iskeleti proteinlerden oluşan mikrofilament , ara filament ve mikrotübül olmak üzere üç gruba ayrılır. 
Mikroflament: Kas doku liflerinin (aktin ve miyozin) kısalıp uzamasında, amipte yalancı ayak oluşumunda, besinlerin emiliminde (mikrovillus oluşumunda) ve hayvan hücrelerindeki sitokinezin boğumlanma ile gerçekleşmesinde görev alır.

Ara filamentler: Diğer ikisinden daha kararlıdır. Hücre şeklinin ve hücre içi yapıların sabitlenmesinde görev alır. Örneğin çekirdeğin hücre içindeki yerinin sabitlenmesini ara filamentler sağlar.

Mikrotübül: Hücre şeklinin belirlenmesinde, hücrelerin ve hücre içindeki organellerin yer değiştirmesinde, mitoz sırasında kromozomların ayrılmasında görev alır. Ayrıca bitki hücrelerinde hücre duvarının yapısındaki selüloz liflerinin düzenlenmesinde de rol oynar.

Sil, kamçı ve sentriyolleri oluşturur. Mikrotübüller, ökaryotlara özgüdür.

 





ÇEKİRDEĞİN YAPISI ve GÖREVLERİ

  • Çekirdek, içerdiği DNA nedeni ile hücrenin yönetim merkezidir.
  • Prokaryotlar gibi çekirdeksiz hücreler de vardır. Fakat bu hücrelerde yönetimi sağlayan DNA, sitoplazmada bulunur.
  • Çekirdek, birçok hücrede bir tanedir. Bazı hücrelerde çekirdek sayısı birden fazla olabilir. (Kas hücreleri, mantar hücreleri gibi)
Amiplerle yapılan deneyler, çekirdeğin hücre hayatı için gerekli olduğunu ortaya koymuştur. Çekirdeği çıkarılan bir amibin ve çıkarılan çekirdeğin uygun şartlarda bekletilmesine rağmen, yaşamadığı gözlenmiştir.

Amip yandaki şekildeolduğu gibi bölündüğünde çekirdeğin bulunmadığı sitoplazma parçası ölürken çekirdeğin bulunduğu sitoplazma parçasının yaşamaya devam ettiği gözlenmiştir.




  • Hücre canlılığının devam etmesi için sitoplazma ve çekirdek bir arada bulunmalıdır.
Çekirdeğin üç temel görevi vardır.
DNA’daki bilgilere göre üretilen enzim ve hormonlarla (işlevsel proteinlerle) hücreyi yönetir. Depoladığı bilgileri hücre bölünmesi ile yeni hücrelere aktarır.
Canlılardaki farklı kalıtsal özellikleri oluşturur.

Bir çekirdek 4 bölümden oluşur.
1.Çekirdek zarı (Karyolemma)
2.Çekirdek plazması (Karyoplazma)
3.Çekirdekçik (Nukleolus)
4.Kromatin iplik ve kromozomlar









1. Çekirdek zarı
Çekirdek hücrenin diğer kısımlarından bir zar ile ayrılır. Zar, çekirdeğe şekil ve direnç kazandırır.
Çekirdek zarı hücre bölünmesi sırasında kaybolur (çözünür), bölünme tamamlandıktan sonra yeniden oluşur. Çift katlı yapıdadır ve hücre organellerinden ER ile bağlantılıdır.
Çekirdek zarının dış yüzeyinde ribozomlar yer alır.
Zar üzerinde, por adı verilen geçitler bulunur. Bunlar hücre zarındaki porlardan büyüktür. Porlar, RNA, ATP ve protein gibi büyük (polimer) moleküllere geçirgendir.

2.Çekirdek plazması (Karyoplazma)
Çekirdek içini dolduran sıvıdır. Sitoplazmanın devamı gibidir, ancak çözünmüş madde ve nükleik asitler bakımından daha yoğundur. Bu yapı içinde protein, enzim ve mineral maddeler de bulunur. İçinde kromatin iplikler ve çekirdekçik yer alır.

3.Çekirdekçik (Nukleolus)
Bir zarla çevrili değildir.
Yapısında DNA, RNA ve protein bulunur.
Çekirdekçikte rRNA sentezlenir ve proteinlerle birleştirilerek ribozomun alt birimleri oluşturulur. Çekirdekçiğin büyüklüğü ve sayısı, canlının türüne ve hücrenin büyüme evresine göre değişir. Protein sentezinin daha yoğun olduğu hücrelerde çekirdekçiğin daha büyük olduğu görülmektedir. Çekirdekçik, hücre bölünmesi sırasında çözünür, daha sonra yeniden oluşur.

BİLGİ:
Prokaryotik hücrelerde çekirdekçik olmadığı için ribozomun alt birimleri sitoplazmada üretilir.

4.Kromatin iplik ve kromozomlar
Çekirdekte bulunan DNA histon denilen proteinlerle birlikte kromatin adı verilen yapıyı oluşturur. Hücre bölünmesi sırasında bu kromatinler, kısalıp kalınlaşarak kromozomları oluşturur.
Kromozomlar birbirinin kopyası iki kromatit içerir. Çünkü, DNA zinciri bölünme öncesi eşlenmiştir. Canlının kalıtsal karakterlerini taşıyan kromozomlar hücrelerde türe özgü sayıda bulunur.
Örneğin insanda 46, nilüferde 160, köpekte 78 kromozom vardır.

BİLGİ:
Partenogenez ile çoğalan bazı canlılar hariç, aynı tür bireylerin kromozom sayıları aynıdır. Ancak kromozom sayıları aynı olan bireylerin aynı tür olduğu kesin değildir. Mesela insan, siyah moli balığı ve kurtbağrı ağacı 46’şar kromozom taşır. Ancak birisi insan, birisi hayvan, birisi de bitkidir.

  • Canlıların gelişmişliği ile kromozom sayıları arasında doğrudan bir ilişki de yoktur. Örneğin insanda kromozom sayısı 46 iken, damarlı tohumsuz bir bitki olan eğrelti otunda 500 tane kromozom bulunur.
  • Canlıların benzerliği konusunda en önemli kriter, DNA şifrelerinin (gen dizilimlerinin) benzer olmasıdır.
  • Gen, belirli sayıda (yaklaşık 1500) nükleotitten oluşan ve en az bir proteinin veya RNA’nın sentezinden sorumlu DNA parçasıdır.
  • Lizozom, kloroplast ve kontraktil koful faaliyeti osmotik basıncın artmasına, turgor basıncının azalmasına neden olurlar.


 

Prokaryot ve ökaryot hücrelerin karşılaştırılması

Hücresel Yapılar

Prokaryot

Ökaryot

Bakteri Hücresi

Bitki Hücresi

Hayvan Hücresi

Hücre Zarı

Bulunur.

Bulunur.

Bulunur.

Hücre Duvarı

Bulunur. Peptidoglikan içerir.

Bulunur.
Selüloz içerir.
 

Bulunmaz.

Çekirdek Zarı

Bulunmaz.

Bulunur

Bulunur

Çekirdekçik

Bulunmaz

Bulunur

Bulunur

DNA şekli

Halkasal

Doğrusal

Doğrusal

Sentriyol

Yok

Genelde yok
Basit bitkilerde var

Genelde var

Lizozom

Yok

Yok
Basit bitkilerde fitolizozom var

Var

Koful

Yok            

Var

Var

Kapsül

Bazılarında var

Yok

Yok

Plazmit

Genelinde var

Yok       

Yok

Depo karbonhidrat

Glikojen

Nişasta

Glikojen

Endospor oluşturma

Bazılarında var

Yok

Yok

 

Herhangi bir Organelde Oluşan Problemin Hücreye Olası Etkileri

  • Hücresel yapılarda meydana gelen bozukluklar çeşitli kalıtsal hastalıklara yol açabilir. Örneğin Tay-Sachs hastalığı lizozomların görevlerini yapamaması sonucu ortaya çıkar.
  • Kistik fibroz ise hücre dışına fazla miktarda klor iyonunun atılması sonucunda meydana gelir. Bu hastalıkların ikisi de bireyin çok erken yaşlarda hayatını kaybetmesine neden olur.
  • Mitokondri DNA’sındaki mutasyonlar sebebiyle insanlarda LHON sendromu, Leigh Sendromu ve Kearns-Sayre sendromu gibi kalıtsal hastalıklar da görülebilir.



BAKTERİ, BİTKİ, HAYVAN ve MANTAR HÜCRESİ KARŞILAŞTIRMASI

 

 

YAPILAR

 

 

BAKTERİ HÜCRESİ

BİTKİ HÜCRESİ

HAYVAN HÜCRESİ

MANTAR HÜCRESİ

Hücre zarı

Var

Var

Var

Var

Hücre duvarı

Var

Yapısı: Peptidoglikan

Var

Yapısı: Selüloz

Yok

Var

Yapısı: Kitin

Nükleik asit

DNA-RNA

DNA-RNA

DNA-RNA

DNA-RNA

Çekirdek

Yok

Var

Var

Var

Çekirdekçik

Yok

Var

Var

Var

DNA şekli

Halkasal

Doğrusal

Doğrusal

Doğrusal

Ribozom

Var

Var

Var

Var

Mitokondri

Yok

Var

Var

Var

Plastitler

Yok

Var

Yok

Yok

Klorofil

Bazılarında var

Var

Yok

Yok

Sentrozom

Yok

Genelde yok

Basit bitkilerde var

Genelde var

Lizozom

Yok

Yok

Basit bitkilerde fitolizozom var

Var

Lizozom benzeri yapılar var

Koful

Yok

Var (Büyük bir tane merkezi koful)

Var

(Çok sayıda)

Var

Golgi cisimciği

Yok

Var

Var

Var

Endoplazmik retikulum

Yok

Var

Var

Var

Hücre iskeleti elemanları

Yok

Var

Var

Var

Hücre şekli

Çubuk, küre, spiral, virgül

Köşeli

Ovale yakın

Genellikle silindirik, ipliksi

Kapsül

Bazılarında var

Yok

Yok

Bazılarında var

Plazmit

Genelinde var

Yok

Yok

Yok

Depo karbonhidrat

Glikojen

Nişasta

Glikojen

Glikojen




SORULAR

SORU 1



SORU 2


SORU 3





SORU 4




SORU 5



SORU 6




SORU 7



SORU 8


SORU 9


SORU 10





SORU 11



SORU 12





SORU 13




SORU 14




SORU 15

SORU 16






SORU 17





SORU 18




SORU 19



SORU 20





SORU 21



SORU 22



SORU 23




SORU 24



SORU 25




SORU 26


SORU 27









SORU 28




SORU 29



SORU 30




SORU 31



SORU 32





SORU 33



SORU 34



SORU 35




SORU 36



SORU 37




SORU 38



SORU 39



SORU 40



SORU 41




SORU 42




SORU 43



SORU 44




SORU 45




SORU 46




SORU 47




SORU 48




SORU 49




SORU 50




SORU 51




SORU 52




SORU 53




SORU 54




SORU 55



SORU 56



















SORULAR

1



2




3


4



5.















6.



7.
8.
9.








10.


11.
12.



13.




14.




15.



16.



17.





18.





19.



20.










21.



22.









23.








24.




25.









26.












27.









28.





29.





30.





31.




32.




33.


34.




35.

36.



37.





38.



39.




40.



41.


42.






43.




44.









45.





46.











47.











48.









49.








50.






5
51.




















52.

53.




54.



55.






56.


57.





58.




59.




60.



61.




62.




63.




64.






65.







66.


67.




68.






69.





70.





71.




72.



73.


74.






75.



76.





77.








78.




79.








80.









81.











82.





83.









84.












85.












86.











87.



88.




89.









90.










91.











92.







93.









94.








95.






96.



97.









98.




99.








100.




101.





102.





103.




104.







105.




106.













107.




108.




109.







110.





111.







112.







113.








114.






115.








116.







117.






118.








119.







120.





121.





122.



123.





124.







125.






126.








127.




128.









129.


130.




131.
















132.














133.





134.






135.






136.




137.





138.





139.









140.






141.







142.




143.





144.





145.




146.




147.



148.





149.


150.




151.





152.

















153.

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİYOLOJİ HABERLERİ

POPÜLER YAYINLAR


FİZİK DERSİ